ZEHRA GRUBU (İZZETTİN YILDIRIM)

ZEHRA GRUBU (İZZETTİN YILDIRIM)

1. Tarihçe

Oluşum "Zehra" adıyla anılmaktadır. İsim köken olarak, Said Nursi'nin Van'da yaptırmak istediği "Medresetü'z-Zehra"ya dayanmaktadır. Grubun lideri İzzettin Yıldırım, başlangıçta Nurcuların genel hareketinin içinde yer almıştır. Nurculara katıldığı 1961'den 1981 yılına kadar ağabeylerin emriyle sırasıyla Urfa, Antep, Çorum ve Eskişehir'de vakıf insan olarak hizmet etmiştir. 1981 yılında ihtilalciler tarafından arandığı için çevresindekilerin zoruyla yurtdişına gitmiştir. Yıldırım'ın 2000 yılında öldürülmesi üzerine oluşumun başına Zekeriya Özbek getirilmiştir. Zekeriya Özbek halen grubun liderliğini sürdürmektedir.

Oluşum, Yıldırım döneminde oldukça aktif olmuş ve yaptıkları çalışmalarla kamuoyunda kendilerinden söz ettirmiştir. Özellikle Kürt meselesine yaklaşimları ve Said Nursi'nin Kürt kimliğini ön planda tutmaları sebebiyle Doğu ve Güneydoğuda kabul görmüşlerdir. Güneydoğuda etkili olmak isteyen başka bir dini grup olan Hizbullah'la karşı karşıya gelmişlerdir.

2. Öne Çıkan Görüşleri

Zehra Grubu, diğer Nurcular gibi Risale-i Nur'u merkeze alan bir din anlayışına sahiptir. Ancak İslam dininin evrensel mesajlarını 20. asırda yeniden

tecdid ederek zamanın ve mekanın ruhuna uygun bir metodoloji ve üslupla insanlığın nazarına sunmayı hedeflediğini ileri sürmektedir.

Yıldırım'a göre, Said Nursi'nin amacı bir İslam devletinin kurulmasıdır. Ancak öncelikle bunun içinin doldurulması için çalışmak gerekir. Kendilerinin, bu amacın gerçekleşmesi için çalıştıklarını ifade etmiştir.

Yıldırım, geleneksel doğu medreselerinin Arapça açısından yeterli; ancak fikih, hadis, tefsir ve dini bilgiler konusunda yetersiz olduğunu, mollaların lafizlara takılıp kaldığını ve bunun değişmesi gerektiğini söylemiştir.

Hürriyet, meşveret ve adalet grubun çokça kullandıkları kavramlardır. Propagandalarını genellikle bu kavramlar üzerinden yapmaktadırlar.

Devlet ve Diyanet'le ilişkileri hep mesafeli olmuştur. Devletin, Diyanet araciliğiyla dini kontrol altında tuttuğunu savunmuşlardır. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Risale-i Nurların basımıyla ilgili kararını şiddetle eleştirmişler ve karara karşı dava açmışlardır.

Risale-i Nurlarda özellikle Kürt ve Kürdistan kelimelerinin tahrif edildiği ve Risalelerin eksik basıldığını iddia ederler.

Nur cemaatindeki diğer grupların Said Nursi'nin Kürt kimliğini görmezden geldikleri ve Said Nursi'ye zorla "seyyidlik" nispet ettiklerini söylerler.

Kürt sorununun barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini ve Kürtlere dil ve benzeri konularda daha fazla hakların verilmesi gerektiğini savunurlar.

3. Faaliyetleri

İzzettin Yıldırım döneminde çıkartılmaya başlanan Nabihar Dergisi yayınlanmaya devam etmektedir.

Risale-i Nurların basımı (Türkçe, Kürtçe, Zazaca ve Arapça) yapılmaktadır.

Panel, sempozyum ve konferanslar düzenlemekte ve öğrenci yurtları açmaktadırlar.

Zehra Yayıncılık (İstanbul/Fatih), Hürriyet Kolejleri (Van, Bingöl) ve Zehra Okulları (Ankara) gibi eğitim faaliyetleri vardır.