Her Kadının İzlemesi Gereken 20 Film
Bazı filmlerin etkisi uzun süre geçmez. Bazılarını ise izler ve anında unutursunuz. Ve bazı filmler vardır ki kadınlar çok sever, inanmayacaksınız belki ama bu filmlerin hepsi aşk temalı değildir. Tıpkı kadınların kendileri gibi farklı farklı pek çok konudadır ve sonları sürprizlidir.
İşte her kadının mutlaka izlemesi gereken 20 film önerisi.. Bunları hatırlayın - bazen doğru zamanda izlenilen bir filmden keşfedilen bir fikir hayatınızı değiştirebilir.
La Vie en Rose
Yaşama, şarkı söyleme ve sevme hakkı için zor bir mücadele veren Fransız diva Edith Piaf’ın içe işleyen ve etkili biyografisi. Piaf’ın zamanındaki Paris’i inanılmaz bir şekilde betimleyen, gerçek bir başyapıt.
G.I. Jane
Karmaşık ters köşeleri ya da şaşaalı savaş sahneleri olmayan bir film. Yine de muhtemelen insan ruhunun gücünü gerçekten gösterebilen nadir filmlerden biri – bu filmde, özellikle de kadınlar açısından. Jane’in Zaferi, unutulmaz sahneleri ve mükemmel şekilde işleyen senaryosu ile klasik bir film.
Mona Lisa Smile
Mona Lisa Gülüşü, sinemanın en derin hallerindendir. Bu film, size onurun, cesaretin ve amaç sahibi olmanın değerini öğretecek. Ama asıl önemli olan bu değil; film, kişinin aslen kendinin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.
Million Dollar Baby
Milyon Dolarlık Bebek, tavizsiz gerçeklik çıkarımı ile baştan sona büyüleyici bir film. Hayatın gerçek şiddetini ve zalimliğini açıkça gözler önüne seriyor. Hayat bazen yalnızca kararlı, korkusuz, azimli kişilerin baş edebileceği mücadeleler getirebiliyor.
The Devil Wears Prada
Moda dünyası, tartışmasız güzel. Ama aynı derecede de acımasız. En küçük hata bile, tepeden düşüşün habercisi olabilir. Filmin yapımcıları, didaktik bir film iddiasında değiller elbette. Diğer komedi-dram filmleri ile benzerlikler gösteriyor. Yine de müthiş bir yapım – hafif, eğlenceli ve özgün bir film.
Revolutionary Road
İki çocuklu bir çiftin kişisel krizlerine odaklanan bir filmin izleyiciye ilham kaynağı olamayacağını düşünüyorsanız eğer, yanılıyorsunuz. Hayallerin Peşinde’nin sonunda, az önce kendinizi izlemişçesine, oturduğunuz yerden kalkmakta zorlanacaksınız.
The Queen
Kraliçe, İngiliz Kraliyet ailesinin Prenses Diana’nın ölümü ile birlikte girdiği güç dönemi, son derce doğru bir şekilde betimliyor. Yerici eleştirilerin havalarda uçuştuğu bir ortamda, kraliçelik nasıl yapılır? Ulusun beklentileri karşısında, duygulara yenik düşmemek ya da baskıya boyun eğmemek mümkün mü?
Erin Brockovich
Erin Brockovich’in güçlü, ama bir yandan da hassas bir kadının hikayesi. İçinde bulunduğu şartlarda, sıradan kadınsal zayıflıklar, müsaade gösterilemez lüksler. Erin, deha olmayabilir; ancak azmi ve insanlar için duyduğu endişeler, imkansızı başarmasını sağlıyor: Büyük bir şirkete karşı kazanılan bir zafer.
Frida
Unutulmaz bir kadın, insan doğasındaki kalıtsal asilik, bastırılamayan arzular ve yoğun enerji hakkında çarpıcı bir film. Frida, yalnızca harika bir sanatçının hikayesini değil; aynı zamanda da sevgisi ve ailesi her şeyden önce gelen bir kadını anlatıyor. Filmin müziklerinden de bahsetmeden geçmemek gerek.
Eat Pray Love
Bu filmi listeye eklememenin imkanı yoktu. Film, bunalımın üstesinden gelmeye basit bir metot öneriyor: İ harfiyle başlayan ülkelerden birini seç, hemen oraya git ve kendini keşfet.
Elizabeth: The Golden Age
Bir kraliçenin zor hayatını anlatan başka bir muhteşem film daha. Ancak bu, tarih ya da kraliyeti irdelemekten çok, bir bireyin hayatını betimlemeyi tercih ediyor. Rakipsiz senaryosu, lüks kostümleri ve karakterler arasındaki şahane etkileşimleri ile epik bir film.
Where the Heart Is
Aşk, bağışlama ve arkadaşlık hakkında yapılmış en çarpıcı filmlerden biri. Yüzeyde, onlarca kez anlatılmış, sıradan bir senaryo gibi dursa da mutluluğa giden yol bu denli güzel anlatılamazdı.
The Messenger: The Story of Joan of Arc
Nefis bir tarihi film. Jeanne D’Arc’ın yaratıcıları, güçlü inancını ve adalet anlayışını gerçekçilikle yansıtarak harika bir iş çıkarmışlar.
Head in the Clouds
Bulutların Üzerinde, film için rastgele seçilmiş bir isim değil; karakterlerin, kendilerini içinde buldukları ruh halini tanımlıyor – deliliği ve yoğun duygusal deneyimleri içeren bir ruh halini, aynı anda hem yükselten hem de ne yazık ki gerçeklikle olan bağlantıyı koparan bir ruh halini…
Elegy
Bazı filmler, izleyiciyi derinden sarsmayı başarırlar. Bu film de onlardan birisi. Bu, üniversite hocası ile deneyimsiz genç bir öğrenci arasındaki ilişkinin hikâyesi, kesinlikle içinizde bir yerlerde iz bırakacak.
Amélie
Amélie, hayal gücü geniş, genç bir Fransız kadın, banyosunda gizlenmiş eski oyuncaklar bulur. Aklına, bu ‘hazine’yi gerçek sahibine geri verme fikri doluşmaya başlar. Bu küçük jest, hayatını değiştirir ve başkalarının hayatlarına da en beklenmedik yollarla müdahale etmeye başlar.
My Week with Marilyn
Marilyn Monroe rolünü kabul etmek, daima biraz cesaret gerektiren bir iş olacaktır. Ama bu filmde, Michelle Williams, rolün hakkını müthiş bir şekilde vererek, hem kendinden emin ve nazlı hem de içinde yaşadığı dünyadan korkan küçük bir kız olan 20. yüzyılı ikonunu mükemmel bir şekilde hayata geçiriyor.
Evita
Arjantin’in sevilen first lady’si María Eva Duarte de Perón hayat hikayesini ele alan inanılmaz bir müzikal. Madonna, Evita’nın hem yumuşak hem de karanlık taraflarını, korkularını ve hırslarını otantik bir biçimde resmediyor.
Gia
Bu filmi tek kelime ile anlatmak isteseydik, seçeceğimiz kelime mükemmel olur. Filmde, mankenlik sektörü hakkındaki acımasız gerçeklerle yüzleşiyorsunuz. Moda çekimlerinden, toplantılardan ve podyumda geçirilen anlardan oluşan müthiş bir hayat gibi görünüyor olabilir; ancak derinlerde, bu kapalı dünyanın dinamikleri çok başka.
Coco Before Chanel
Yetimhanede başlayıp, kabare şarkıcılığına uzanan daha sonra da dünyanın en önemli modacısı olma yolunda ilerleyen, masal gibi bir hayat. Gerçek adı Gabriella Chanel olan Coco Chanel'in Paris'e taşınmadan ve ünlü olmadan önceki yaşamından kesitleri sergileniyor.