Mehmet Okuyan

1. Biyografi

1965 yılında Trabzon'un Çaykara ilçesinde doğdu. İlköğrenimini Trabzon Çaykara'da, orta öğrenimini Trabzon Hayrat'ta tamamladı. On dokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden 1987 yılında mezun oldu. 1988 yılında aynı fakültede Tefsir Anabilim Dalı'nda Araştırma Görevlisi olarak göreve başladı. 1990 yılında yüksek lisansını, 1994 yılında da doktora çalışmasını tamamladı. Aynı yıl yardımcı doçentlik kadrosuna atandı. 2002 yılında doçent, 2008 yılında da profesör oldu. Halen OMÜ İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı'nda öğretim üyeliğine devam etmekte olan Okuyan'ın çoğu tefsir alaninda olmak üzere çeşitli eserleri bulunmaktadır.

2. Öne Çıkan Görüşleri

Geleneksel din anlayışının Kur'an'dan uzaklaştırdığı tezini savunan Okuyan, bu noktada tek de kalsa doğrunun kendi söylediği olduğuna kesin olarak inanmaktadır. Bu hususta Hz. İbrahim'in tek başına ümmet olduğu (Nahl 16/120) ve yeryüzündekilerin çoğuna uymanın hak yoldan uzaklaştırdığı (En'am 6/116) ayetlerini bağlamından kopararak delil olarak kullanmaktadır. Yine bu doğrultuda "hakikat, değerini savunucularının çokluğundan değil kaynağından alır" şeklinde sloganik bir cümleyi daima dillendirmektedir.

Hadislerin Kur'an'a arz edilerek ayıklanması gerektiğini söyleyen Okuyan, bu görüşüne delil olarak "size benden bir söz geldiğinde bunu Allah'ın kitabına arz edin. Eğer ona uygunsa onu ben söylemişimdir ama ona muhalif ise onu ben söylememişimdir" uydurma rivayetini kullanabilmektedir.

Kur'an'a göre kabir hayatının olmadığını ileri süren Okuyan, miracin da bedenen değil ruhen ve hatta defalarca gerçekleşmiş olabileceğine inanmaktadır.

Kur'an'da kıyametin aniden kopacağını beyan eden A'raf Suresinin 187. ayetini, kıyamet alametlerinin olmayacağına yorumlamaktadır.

Nebi olsun Resul olsun her peygamberle beraber kitap geldiğini (Bakara 2/213, Meryem 19/30) belirten Okuyan, kitap verilen peygamberlere "Resul", verilmeyenlere ise "Nebi" denilmesi şeklindeki ayrımı kabul etmemektedir.

Cennet ve Cehennemin şu an var olmayıp mahşerde hazır olacağını düşünen Okuyan amelleri neticesinde cehenneme atılmış bir kimsenin artık oradan çıkmasının mümkün olmayacağını da iddia etmektedir.

Okuyan, Hz. Meryem'e Kur'an'da hem müennes (Enbiya 21/91) hem de müzekker (Tahrim 66/12) zamir gönderilmiş olmasından hareketle hermafrodit olabileceğini ileri sürmekte ve bu konuda araştırmayı tip dalında bilim adamlarına havale etmektedir. Bununla birlikte Hz. Meryem'in kadın olduğunu kabul ettiğini ve çift cinsiyetli olduğunu asla söylemediğini ifade etmektedir.

Okuyan, "farz-ı kifaye" diye bir hükmün olmayacağını belirtmektedir. Nasıl olsa birileri yapıyor diye başkalarından kaldırma diye bir şey olmaz diyerek, farzın herkes için geçerli olduğunu söylemektedir.

Kur'an'da Cuma namazı konusunda yer alan hitabın kadın-erkek herkese şamil olduğunu ifade eden Okuyan cuma namazının kadınlara da farz olduğunu savunmaktadır. Bu bağlamda Hz. Peygamber'in, Allah'ın emrini tahsis edemeyeceğini ifade etmektedir.

Seferde/Yolculukta namazın kısaltılmasının Kur'an'dan dayanağının olmadığını belirterek seferilikle irtibatlandırılan iki ayetin de (Nisa 4/101-102) savaş ile ilgili olduğunu söylemektedir.

Okuyan'a göre namazın ruku've secdelerinde tesbihat getirmek farzdır. Söz konusu tesbihatin, sünnet telakki edilmesinin Kur'an'dan kopuk ve muharref bir hüküm olduğunu söylemektedir.

Zekâtin kardan değil, maldan verildiğini ve sadaka vermenin de sünnet değil farz olduğunu ifade etmektedir.

Kur'an'a abdestsiz dokunulamayacağına delil olarak getirilen ayetin (Våkia, 56/77) aslında ilahi vahyin yüceliğini ifade ettiğini ve bu ayetten abdestsiz Kur'an'a dokunulamayacağı sonucunun çıkmayacağını belirtmektedir.

3. Faaliyetleri

İlahiyat Fakültesinde Öğretim üyesi olarak görev yapan Okuyan fakültede tefsir alanıyla ilgili dersler vermekte, yurt içi ve yurt dışında sıklıkla konferanslar düzenlemekte ve başta Hilal TV olmak üzere çeşitli kanallarda programlara katılmaktadır. Bu konferans ve TV programları sosyal medya aracılığıyla da yayınlanmaktadır.