KENAN RİFAİ VE KUBBEALTI VAKFI(RİFAİLER)

KENAN RİFAİ VE KUBBEALTI VAKFI

1. Biyografi

Rüfailik, Ahmed er-Rifai (512/1118-578/1182) tarafından kurulmuş bir tarikattır. Irak'ın dışında başta Misir ve Anadolu olmak üzere İslam dünyasının muhtelif bölgelerinde yayılmıştır.

Tarikatın yirminci yüzyıldaki Anadolu'daki en önemli temsilcisi olan Kenan Rifai, 1867 yılında Selanik'te doğmuş, Alyans Izrailit Mektebiyle başlayan öğrenimini Galatasaray Sultånisi'nde tamamlamıştır. Kenan Rifai, Galatasaray'dan mezun olunca devletin çeşitli kademelerinde görevler almıştır. Daha sonra Medine'ye gitmiş, dört yıl kaldığı Medine'de Seyyid Hamza er-Rifai'ye hizmet etmiş, şeyhi de kendisine hilafet ve icazet vermiştir. İstanbul'a dönüşünde dergah faaliyetlerini yürütmüştür. Bu faaliyeti yürüttüğü dergah, Kenan Rifai'nin şeyhlik yaptığı Ümmü Kenan dergahıdır ki İstanbul'un Fatih ilçesinde Hırka-i Şerif semtinde 1908 yılında annesi tarafından inşa ettirilmiştir. Resmi bir din eğitimi veya medrese tahsili olmayan Kenan Rifai, bu dergahtaki faaliyetlerini, 1925 senesinde tekkelerin kapatılmasına kadar devam ettirmiştir. Tekkelerin kapanmasından sonra, Kenan Rifai'nin vefatına kadar bu yapı yasaklara uymuş, ve irşad faaliyetlerini ve sohbetlerini, aile yakınlarıyla sınırlı tutmuştur. 1950 yılında vefat eden Ken'an Rifai Merkez Efendi Cåmii avlusunda medfundur. Üstü açık olan türbesi bir ziyaretgâh olarak kabul edilmektedir.

Kenan Rifai'den sonra söz konusu dergahın faaliyetlerinin idaresini, Rifai'nin halifelerinden birisinin kız kardeşi olan Samiha Ayverdi undesine almış ve

sohbetleri devam ettirmiştir. 1905 yılında İstanbul'da doğmuş olan Ayverdi, 1993 yılında vefat etmiş ve Merkez Efendi Camii'nin avlusuna defnedilmiştir. Ayverdi'nin vefatının ardından ise 1952 İstanbul doğumlu Cemalnur Sargut dergahın faaliyetlerini sürdürmektedir.

1970'lerden sonra bir "Rufái-Rifai" ayırımından söz edenler olmuştur. "Rufái" diye geleneksel tarikat usullerini devam ettirmeye çalışan ve Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde mensupları bulunan gruplar kastedilirken; İstanbul'daki Rifailer de Kenan Rifai'nin soyadına nisbetle Rifai olarak nitelendiler.

Günümüzde Rifailiğin kolları arasında tam zıtlık vardır. Rüfailiğin Ankara'daki en önemli yapılanması Galibilik adıyla oluşmuştur. Cemaatin liderliğini Hasan Galip Kuşçuoğlu yapmıştır. Ankara Hüseyingazi'deki cemaate ait camide perşembe günü düzenli olarak zikir töreni yapan cemaatin tüm Türkiye çapında çok sayıda müridi bulunduğu belirtilmektedir.

Ankara Rufailer ile İstanbul grubu Rifailer arsındaki farklılık çok belirgindir. Ankara grubu geleneksel ayin törenlerini sürdürürken (şişli, kılıçlı ayinler); sanatçı ve bilim adamlarından oluşan İstanbul grubu, kültürel faaliyetlere önem verirler. Bu bağlamda İstanbul grubu genelde entelektüellerden oluşur.

2. Öne Çıkan Görüşleri

Kenan Rifai ve onun izini takip edenler çağa, insan ilişkilerine, tesettüre, kadina ve "taassup olarak niteledikleri kimi İslami konulara farklı bakmakta ve geleneksel Rüfailiğe değişik boyutlar ve yorumlar getirmektedirler. Bu bağlamda din ve tasavvufun, kilik- kıyafetten ibaret olmadığını savunmaktadırlar. Onlara göre, Allah'ın sonsuz rahmetini daraltmaya, sınırlandırmaya, hele bunu tarikat adına yapmaya kimsenin hakkı yoktur.

Kenan Rifai ve çevresinin, diğer dinlere bakışının "hoşgörü" ve "diyalog" çerçevesinde olduğu ileri sürülmektedir. Onlar, İslam tasavvufunun dinler arasında fark gözetmediğini, kişiyi herhangi bir dine mensubiyetle ayırmadığını ve sadece Müslümanca yaşayıp yaşamadığına baktığını savunurlar. Bu bağlamda nice Hristiyan'ın, nice Musevi'nin, hatta ateistin adı Müslüman olandan daha

çok İslam'ı yaşadığını söyleyip "Din nedir ya Resulullah?" sorusuna Hz. Peygamber'in "Din, güzel ahlaktır." cevabı verdiğini belirtmektedirler.

Aynı şekilde "Güzel ahlaklı olan herkes dindardır ve Muhammedidir. Çünkü Muhammedi (Hakka'l-yakin) olabilmek, Musevi (ilme'l-yakin) ve İsevi (ayne'l-yakin) olabilmekten geçer. Musevi ve İsevi olmadan Muhammedî olmak mümkün değildir" tezini savunmaktadırlar.

3. Faaliyetleri

Bu oluşum, geniş alanda faaliyet yürütmektedir. Bu bağlamda şu etkinlikler sayılabilir: konferanslar, seminer ve sempozyumlar, sohbetler, anma günleri, hat, klasik ve Türk tasavvuf musikisi kursları, Osmanlı Türkçesi kursu, yazı atölyesi ve dil, tarih, edebiyat, sanat, tasavvuf alanlardaki eserler ile CD ve kasetler, burslar, sosyal yardımlar, konser, gezi, iftar yemek ve kermesler. Öte yandan Türkiye'de ilk defa açtığı musiki, hat, tezhip, Osmanlıca öğretimi gibi kurslar bu sahada örnek oldu. Üç ayda bir çıkan, Kubbealtı Akademi Mecmuası'nın neşri 35 yıldır aralıksız devam etmektedir. Ayrıca Kubbealtı Lügati Misalli Büyük Türkçe Sözlük de bu yapının faaliyetleri arasında zikre değerdir.

Oluşum, yukarıda sayılan faaliyetlerini Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı, Türk Kadınları Kültür Derneği, Cenan Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı, Istanbul Fetih Cemiyeti, İstanbul Enstitüsü, Yahya Kemal Enstitüsü ve Müzesi, Kubbealtı Dergisi aracılığıyla icra etmektedir.