Ercümend Özkan ve İktibas Dergisi

1. Biyografi

Özkan, 1938 yılında Kırşehir-Mucur'da dünyaya geldi. Islami faaliyetlerle ilgisi, dönemin Islami dergileri ve yazarları ile kurduğu temaslarla başladı. Bu dönemde Türkiyedeki geleneksel din anlayışına ve Müslümanların uzlaşmacı tutumlarına ciddi eleştiriler getiren Hizbu't-Tahrir ile tanıştıktan üç yıl sonra Türkiye yapılanmasında 1967 yılına kadar liderlik yaptı. Hizbu't-Tahrir mensuplarıyla, Sünnet'e yaklaşımı ve Hilafet devletinin merkezi olarak Türkiye gibi büyük bir ülke değil de Ürdün'ün seçilmesi konularında ihtilafa düştü ve bu çevreden ayrıldı.

1970 yılından itibaren bağımsız bir çalışma başlatarak hiçbir zaman resmiyet kazanamayan Islam Partisi'ni kurdu. Bu parti için dönemin önde gelen bazı isimlerine teklif götürdüyse de çoğunlukla olumsuz yanıt aldı. Örgütlenme yoluyla davet çalışmalarının tıkandığını gören Özkan, 1980 İhtilali'nin doğurduğu havanın da etkisiyle bu kez farklı bir çalışma tarzına yöneldi ve 1981 yılında Iktibas Dergisi'ni çıkarmaya başladı. Özkan'ın, 1995 yılında vefatının ardından da bu dergi onun görüşlerinin sürdürüldüğü bir mecra olmuştur.

 

2. Öne Çıkan Görüşleri

Özkan'a göre Kur'an'ı okuyan herkes kendi kapasitesine göre anlayabilir. Onu anlamak için herhangi bir aracıya ihtiyaç yoktur. İktibas çizgisi bu anlayışları doğrultusunda Kur'an'ın geleneksel birikimden bağımsız olarak anlaşılması gerektiğini benimsemektedir.

İktibas Dergisi çizgisinde olanlar, günümüzde İslâm'ın, Allah'ın Resulüne indirdiği gibi olmaktan yer yer uzaklaştırıldığını düşünmektedirler. Bu doğrultuda geleneksel anlayışta ortaya çıktığını iddia ettikleri sapmaların önlenmesini hedeflerinden biri olarak sunmaktadırlar. Bunu gerçekleştirmenin tek yolunun ise Kur'an'ı ilk ve başta gelen kaynak kabul etmek ve rivayetleri Kur'an süzgecinden geçirerek ayıklamak olduğunu söylemektedirler.

Bu anlayış, kaderi Allah'ın yarattığı şeylere vermiş olduğu özellikler olarak tanimlamaktadır. Buna göre kader, bıçağın kesmesi, suyun akıcı olması, ateşin yakıcı olması gibi özelliklerdir. Yoksa kaderin, alın yazısı ile alakası yoktur. Zaten bu anlayışa göre alın yazısı diye bir şey de yoktur.

Bu yapı, kabir ziyaretinin ve Kur'an okumanın ölüye hiçbir faydasının olmadiği düşüncesindedir. Aynı şekilde kabir azabının Kur'an'dan bir delili olmadiğini söylemekte ve bir sivrisinekten dahi bahseden Kur'an'ın kabir azabından bahsetmemesini, böyle bir inancın olmadığına kanit saymaktadır.

Yapi mensupları, şefaat inancını Allahin ulůhiyetine, hükümranlığına ve otoritesine müdahale olarak telakki etmekte ve bu inancı "Allah'tan rol çalma" olarak nitelemektedir.

Yine aynı düşünce mensupları, Kur'an'da sadece mescitler arası gece yürüyüşünden bahsedildiğini ileri sürerek miracın olmadığını iddia etmektedir. Öte yandan bu anlayışa göre, Peygamberlerin masumiyeti sadece vahyin korunmuşluğu ve Risålet görevi ile ilgilidir. Yoksa peygamber, suç işlemez ve insanüstü bir varlık değildir. Diğer taraftan aynı görüş sahipleri, "Dini Kur'an'dan öğrenmek, Resulullah'tan örneklemek" anlayışını benimseyerek İslami davetin de sadece Kur'an'a olması gerektiğini ifade ederler.

Dinin kaynağının evvelemirde sadece Kur'an olduğunu söyleyen bu çizgi, daha sonra gelen mensupları tarafından dinin kaynağının birden binlere çıkarıldığını iddia etmektedir. Geleneğin, hadis adı altında Kur'an'a alternatif bir kaynak oluşturduğunu söylemektedir.

Özkan'a göre Hz. Peygamber'in tek mucizesi Kur'an'dır. Her Peygamber'e kendi dönemine göre mucize verildiğini Hz. Peygamber'e de belağat ve fesahatın üst seviyede olduğu kendi dönemine göre mucize olarak sadece Kur'an'ın verildiğini söylemektedir.

Özkan ve iktibas, tasavvufu İslami bir oluşum olarak değil de farklı bir din olarak görmekte, hatta Batı'nın tasavvufla İslam'dan intikam aldığını düşünmektedir. Zira onlara göre tasavvuf hak kılığına büründüğü için Allah'ın kullarını rahat ve kolayca kandırabilen en büyük batıldır.

İslami bir devlet anlayışını benimseyen İktibas çizgisi, İslam devletinde yasama yetkisinin sadece Allah'a ait olduğunu, halkın işlerini yüklenen yöneticilere de bu temel yasalara uygun olarak ictihad yetkisinin verilmiş olduğunu söylemektedir. Bu bağlamda Özkan "Demokrasi İslam ile bağdaşır" anlayışı karşısında demokrasinin "hevaya uyma rejimi" olduğunu söyleyerek demokratik kuralları İslam'a ters görmektedir.

3. Faaliyetleri

Ercüment Özkan hayatta iken yurt içi ve yurt dışında konferanslar vererek görüşlerini insanlara ulaştırmaya çalışmıştır. Ondan sonra da Iktibas Dergisi yazarları tarafından bu faaliyetler devam ettirilmektedir. Bu bağlamda çeşitli TV programlarına katılmaktadırlar.

Bu oluşum "Anlam Basin" adında bir yayınevine sahip olup kitaplarını bu yayınevi aracılığıyla çıkarmaktadır. Bu yayınevinde genelde Ercümend Özkan ve İktibas Dergisi yazarlarının kitapları basılmaktadır.

İktibas dergisinin sayısı çok olmayan belli bir okuyucu kitlesi vardır. Temsilcilikleri tarafından hafta sonları seminerler, sohbetler düzenlenmektedir. Yapılan bu programların videoları internet ortamında yayınlanmaktadır.